İMZA NEDİR, NASIL ATILMALI?
|
Dursun KERİMOĞLU[*] |
Hepimizin bildiği gibi imzanın
hayatımızda önemli bir yeri vardır. Onunla borç ve yükümlülük altına gireriz,
borç ve yükümlülükten kurtuluruz. İrademizi beyan eder, düşüncelerimizi
açıklarız ve bu irade beyanının ve düşüncelerin bize ait olduğunu imza ile
başkalarına ifade ederiz.
Hayatımızda bu kadar önemli olan imzanın
sözlük anlamına baktığımızda imza;
“Altına yazıldığı metnin onandığına ya da
benimsendiğine işaret sayılan, bir kimsenin kendi eliyle ve her vakit aynı
biçimde yazageldiği adı”
şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu tanım, bir imzanın kime ait olduğu
veya sahte olup olmadığı yönünde yapılan grafolojik incelemelerde sağlıklı
sonuçlara ulaşılabilmesi açısından gerekli olan imza tarzına da uygun bir tanımdır.
İmza konusuna, yasalarımıza baktığımızda, yasalarımızda imzanın ne şekilde atılacağı hususunda kesin bir hüküm yoktur.
Ancak, Soyadı Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Noterlik Kanunu’nda bu konuya çeşitli yönlerden değinilmiştir. Bunlardan Soyadı Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda imzanın ne şekilde atılması gerektiği hususuna kısmen de olsa açıklık getiren hükümler mevcuttur.
Şöyle ki;
Soyadı Kanununun 2. maddesinde "Söyleyişte, yazışta, İMZA’da özad önde soyadı sonda kullanılır” ifadesi yer almaktadır. Buradan, imzada öz ad ve soyadın yer alması gerektiği anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 14. maddesinde ise "İmza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olması lazımdır” ifadesine yer verilmektedir. Buradan da imzanın el yazısı olması gerektiği anlaşılmaktadır.
İmzanın gerek tanımından gerekse yasalarımızda yer alan
hükümlerinden de anlaşılacağı üzere;
-İmza yazılarak atılmalıdır. İmzada yazılması
gereken ise Önad ile Soyadıdır. Bu, Önadın baş harfi, soyadın tamamı yazılmak suretiyle
de olabilir. (Resim-1) .
Harf karakterleri içerecek şekilde yazı niteliğinde atılan
imzalar daha çok kişisel karakteristik özellikler ihtiva ederler. Daha çok
kişisel karakteristik özellikler ihtiva eden imzalar da o kadar güvenceli olur.
Çünkü, sahtelik veya aidiyet tespiti incelemelerinde çok daha sağlıklı sonuçlar
elde edilir.
Ayrıca yazı niteliğinde olan bir imzaya bakıldığında, kime
ait olduğunu anlayabilirsiniz. Oysa, birkaç çizgi çizilerek atılan imzayı, eğer
daha önce o imza ile tanış değilseniz kime ait olduğunu da anlayamazsınız.
-Diğer bir husus, imza her zaman aynı biçimde
atılmalıdır. Belgeden belgeye, zamandan zamana değişmemelidir. Resmi
belgeye bir şekilde özel belgeye başka bir şekilde, neşeli olduğu zaman bir
şekilde üzüntülü olduğu zaman başka bir şekilde atılmamalıdır.
Resim
–1 Atatürk’ ün imzası
Tanımına uygun
imzaya bir örnek
Resim –2 Basit bir
imza
Kişisel karakteristik özellikleri yeterince içermeyen imzaya bir örnek.
Ancak, kişinin yaşı ve kültür düzeyi arttıkça imzasının yapısında da doğal gelişim ve değişimler olabilir. Bu normaldir ve bu durum imza incelemelerinde dikkate alınması gereken bir husustur. Şöyle ki, uzmanlarca yapılan imza incelemelerinde, imzayı taşıyan belge hangi tarihte düzenlenmiş ise kişinin o tarihe yakın zamanlarda atılmış imzaları mukayeseye esas alınmalıdır. Bu şekilde yapılan incelemeler, daha sağlıklı sonuçların elde edilmesini sağlar.
Dünya
ülkelerinin büyük çoğunluğunda imzanın öz ve soyadın birlikte veya bunlardan en
az birisinin yazılması suretiyle atılması kabul görmektedir.
Maalesef ülkemizde insanlarımızın genelde basit
yapıda birkaç el hareketi ve karalama ile imza attıkları ve bunun kabul gördüğü
bir gerçektir.
Ancak, usulüne uygun atılmamış basit yapıdaki imzalar (Resim-2), imza sahteciliğine zemin hazırlamakta ve imza sahteciliğini kolaylaştırmaktadır. Bu tür imzaların sahteliğinin veya kime ait olduğunun tespitinde sorunlar yaşanmaktadır.
Kötü niyetli kişiler, yasalarımızda imzanın nasıl atılacağı hakkında bağlayıcı hükümler olmamasından yararlanarak, istediği şekilde ve sayıda imza üretebilmektedirler. Bu durum ise pek çok insanımızın mağduriyetine neden olabilmektedir.
İmza sahteciliği ülkemizde en sık rastlanan sahtecilik türlerinden
birisidir. Bunun nedeni imzanın belli kurallara bağlanmamasıdır. Her türlü
şekil ve çizgilerin imza olarak kabul edildiği ülkemizde, imza sahteciliğinin
gelecekte de sahtecilik olaylarının temelini oluşturacağı kaçınılmaz bir
gerçektir.
Bu nedenle, ülkemizde imzanın ne şekilde atılacağı
hususu yasal kurala bağlanmalı ve disipline
edilmelidir.
Buna yardımcı olunması açısından; en azından çocuklarımıza
imzasını adını ve soyadını yazarak ve bunu biraz da süsleyerek atması
gerektiğini öğütleyebiliriz. Böylece, imzayı atan kişiye ait karakteristik
özellikleri içerecek imza oluşmaya başlayacak ve zaman içerisinde olgunlaşarak
kişisel karakteristik bir yapı kazanacaktır.
Sonuç olarak, imza,
her zaman aynı biçimde el yazısı ile ön ve soyadın tamamının veya önadın baş
harfinin konulmasından sonra soyadın tamamının yazılması suretiyle atılmalıdır.
Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara 1979
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı dökümanları