DOĞRULAR VE YANLIŞLAR

MUTLULUK REÇETELERİ

            Bir gazeteden kesip sakladığım “NİYE” başlıklı kupür, bu yazımın konusu oldu.

            Bakın neler öğütleniyor;

• “Niye evinize hayvan alıp beslemiyorsunuz? İnanın eviniz daha da şenlenecektir.
• Niye çocuğunuzun başarısızlığı sizi bu kadar mutsuz ediyor? Zamanın da sizde bu devreden geçmediniz mi?
• Niye ölümden bu kadar çok korkuyorsunuz? Bunun kaçınılmaz bir son olduğunu siz de biliyorsunuz.
• Niye bir kerecik olsun pazartesi gününü sevmeye çalışmıyorsunuz? Göreceksiniz haftanız daha iyi geçecek.
• Niye kendinizi bir çok konuda yıpratıyorsunuz? Her şey yerine zamanında oturur.
• Niye her gün bir saatinizi gazete(yada kitap dergi) okumaya ayırmıyorsunuz? Böylece kulaktan dolma fikirler yerine kendi fikirlerinize sahip olursunuz.
• Niye işinizi çevrenize karşı daha ılımlı davranmıyorsunuz? İnanın daha fazla sevilirsiniz.”

Bu “NİYE”lere bir cümlede eklenebilir.

• Niye işinizi severek yapmıyorsunuz? İşini severek yapanlar, başarılı yani mutlu insanlardır.

İş deyince akla bir ücret karşılığında yapılan uğraşlar, etkinlikler gelir. Ancak amatörce yapılan işlerde vardır.

Hangi tür iş olursa olsun zevk alınarak, yani severek yapılmıyorsa mutlu olmak olası değildir.

        Sevgili polis arkadaşım,

        Bu mesleğe istediğiniz için mi, yoksa  sadece bir iş sahibi olmak için mi girdiniz bilemiyorum.

      Her iki halde de rütbe ve göreviniz ne olursa olsun, size verilen işi en iyi şekilde yapmalısınız. Hizmet alanınız istediğiniz branş olmasa bile.

      Örneğin; asayiş hizmetlerinde çalışmak istiyordunuz da trafikte mi görevlendirildiniz yada istemediğiniz halde Teftiş Kurulu’na  yahut APK’ya mı atandınız?

       Bunları sorun haline getirmeyin. Görev aldığınız birimde, sizden bekleneni yerine getirmeye çalışın.

       Varsayalım, bir çeşit geri hizmet sayılan APK’da görevlisiniz. Kenara itildiniz, istenmediğiniz, bir işe yaramadığınız hissine kapılmayın. Öncelikle orada oluşunuzun nedenlerini araştırın. Atamalarda kişisel ve siyasi tercihlerin rolünü hatırlayın. Atayan ve atananların zaman zaman yer değiştirdiğini de biliyorsunuz.

       Öyleyse haklı da haksızda olsanız isyana yönelmeyin. Neler yapabileceğinizi düşünün ve zamanı boşa  harcamayın.

     Bazı etkinlikler yaratın. Örneğin hizmetle ilgili bir konuda inceleme ve araştırmalara başlayın ve sonuçlandırın. Yetkililere sunun ve yayımını sağlayın.

       İşte, işin sevmek ve mutlu olmak budur.

       Bu etkinliğiniz, ileride sizin daha uygun görevlere getirilmenizin de reçetesi olacaktır.

       Bu tür etkinlikler, tüm hizmet birimleri için de geçerlidir.

   Özellikle, halk tarafından sürekli izlenip gözlenen resmi giysili arkadaşlarımızın, son derece dikkatli, titiz ve özverili davranmaları şarttır.

                                                                                               Devam Edecek…..